Saturday, March 10, 2007

KAR DAĞITIMI- tanımı ve kapsamı

Şirketlerin kâr dağıtım politikaları
-Türk Ticaret Kanunu,
-Vergi Kanunları,
-Ana Sözleşme,
-(tabi ise)Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri
-Genel Kurullarda alınan kararlara göre yürütülür.

Kâr payı ancak dönem net kârından (safi kârdan) ve serbest yedek akçelerden dağıtılabilir.
Kâr dağıtımına karar verme mercii şirket genel kuruludur.


Bu kapsamda şirketler;
- Dönem net kârından
- Önceki dönemlerde elde edilmiş kârlardan
- Serbest yedek akçelerden
kâr payı dağıtabilirler.

- KÂR DAĞITIMI MATRAHI
TTK da kâr dağıtımı ile ilgili olarak safi kâr ifadesi yeralır, ancak kanunda safi kâr tanımlanmamıştır, uygulamada da görüş birliği yoktur.
- Şirketler dönemi kâr ile kapatırlar ise ilke olarakvergi öderler,
- Şirketler geçmiş yıl(ları) zararla kapatmış olabilirler, bu durumda beş yıllık süre içinde zarar mahsubu yapabilirler.
- Şirketlerin elde ettikleri kârdan ayırmak zorunda oldukları Yedek Akçeler vardır.
Yukarıda sayılan unsurları göz önüne alacak olursak; Safi kârın tanımı için üç ayrı görüş vardır.
- Dönem bilanço kârından, vergi ve yasal yükümlülüklerin çıkarılması sonucu kalan tutar
- Dönem kârından, vergi ve yasal yükümlülüklerle geçmiş yıl zarar(lar)ının toplamı nın çıkarılması suretiyle bulunan tutar
- Dönem kârından, vergi ve yasal yükümlükler karşılığı, geçmiş yıl zararları ve ayrılması zorunlu yedek akçelerin toplamının çıkarılması suretiyle bulunan tutardır
Taslak halindeki TTK kanun metninde safi kâr ifadesi yerine dönem net kârı ifadesi kullanılmıştır.
Ancak uygulamada bizimde içerisinde olduğumuz ağırlıklı basan görüş;

Dağıtılabilir kâr = (dönem kârından) – ,(vergi ve yasal yükümlülükler ile + geçmiş yıl zararları + ve ayrılması zorunlu yedek akçelerin) toplamının çıkartılması suretiyle tespit edilir.

- ENFLASYON DÜZELTMESİ SONRASI ÇIKAN GEÇMİŞ YIL KÂRLARININ DURUMU
2003 ve 2004 yılı mali tablolarında enflasyon düzeltmesi yapılmış idi. 2003 yılı Enflasyon düzeltmesi sonrası kümülatif olarak geçmiş yıllar kârı veya geçmiş yıllar zararı ortaya çıkmıştı.
Enflasyon düzeltmesiyle ortaya çıkan geçmiş yıllar kârı vergiye tabi tutulmamış, geçmiş yıllar zararı ise vergi matrahından düşülmemişti. 2004 Yılı enflasyon düzeltmesinde ise çıkan enflasyon kâr veya zararı dönem kârı ile ilişkilendirilmişti.

Kâr dağıtımı söz konusu olduğunda karşımıza iki soru çıkmaktadır.
a- Enflasyon düzeltmesi ile ortaya çıkan geçmiş yıllar kârının dağıtımı mümkün müdür?
b- Kâr dağıtımı yaparken, cari kârdan enflasyon düzeltmesi zararları düşülerek mi dağıtım yapılmalıdır?
24.03.2005 tarihli 17 numaralı Vergi usul kanunu sirküleri aşağıdaki gibidir;
A- 31.12.2003 TARİHLİ BİLANÇONUN DÜZELTİLMESİ SONUCU OLUŞAN GEÇMİŞ YILLAR KÂR VEYA ZARARI
31.12.2003 tarihli bilançonun düzeltilmesi sonucu oluşan geçmiş yıllar kâr veya zararları, kaydedildiği Geçmiş Yıllar Kâr/Zararları Hesabının alt hesabında izlenmeye devam edilecek ve sonraki dönemlerde Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi ve 338 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yer alan esaslara göre düzeltme işlemine tabi tutulacaktır.
Vergi Usul Kanunu’nun 5228 sayılı Kanunla değişik geçici 25. maddesinin (g) bendi ile mükerrer 298. maddesinin (A) fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan hükme istinaden, öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları, düzeltme sonucu oluşan söz konusu geçmiş yıl zararlarına mahsup veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilecek ve bu işlemler kâr dağıtımı sayılmayacaktır.
B- KÂR DAĞITIMI
Vergi Usul Kanunu’nun geçici 25. maddesinin (f) bendinde, 2003 yılı hesap dönemine ait beyannamede yer alan indirilemeyen geçmiş yıl malî zararları ile carî dönem malî zararlarının matrahın tespitinde mukayyet değerleri ile dikkate alınacağı belirtilmiştir.
2003 yılı hesap dönemine ait düzeltme öncesi geçmiş yıl ve/veya carî dönem ticari kârının bulunması ve bu tutardan 01.01.2004 tarihinden sonra kâr dağıtımı yapılmış olması halinde, kâr dağıtımı adı altında gerçekleştirilen bu neviden ödemeler, işletmeden çekilen değer olarak addedilmeyecek ancak, elde edenler açısından vergiye tabi gelir olarak dikkate alınacaktır.
2003 yılı hesap dönemine ait düzeltme öncesi geçmiş yıl ve/veya carî dönem ticari zararının bulunması ve düzeltme sonrasında geçmiş yıl kârı oluşması halinde, söz konusu geçmiş yıl kârı vergiye tabi tutulmayacak, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu dönemde vergiye tabi olacaktır. Düzeltme sonucu bulunan geçmiş yıl kârının kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilmesi mümkün olup, bu işlem kâr dağıtımı sayılmayacaktır.
İlgili sirkülere göre;
a- Öz sermaye kalemlerine ilişkin enflasyon farkları düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararların mahsup veya sermayeye ilave edilebilir.
b- Düzeltme sonucu ortaya çıkan geçmiş yıl kâr(ları)nın sermayeye ilavesi mümkündür
c- Düzeltme sonucu ortaya çıkan geçmiş yıl kâr(ları) başka bir hesaba nakledilirse, işletmeden çekilirse bu tutar vergiye tabi tutulacaktır.
Yani enflasyon düzeltmesi suretiyle ortaya çıkan geçmiş yıl kârlarının dağıtımı mümkün değildir.
Burada şunu da belirtmeliyiz ki 2003 ve 2004 yılı enflasyon düzeltmesi farklı sonuçlar doğurmaktadır. 2003 yılı enflasyon düzeltmesiyle geçmişten bu güne mali tabloların realize edilmiş, düzeltme sonuçları direkt olarak vergi matrahıyla ilişkilendirilmemiştir. 2004 yılı düzeltmesi ise dönem kârı ve vergi matrahıyla direkt ilişkilendirilmiştir. Dolayısıyla henüz bir açıklama olmamasına karşın dönem kâr veya zararında 2004 yılında ortaya çıkan artış ve azalışlar kâr dağıtımında dikkate alınmalıdır.

No comments: